top of page

GELİŞMİŞ ÜLKELERDE GENİŞLETİCİ, GELİŞENLERDE İSE SIKI PARA POLİTİKASI VE KÜRESELLEŞME

Para ve küreselleşme, hem hayatımızdaki yeri, hem de birbirleriyle olan ilişkisi açısından oldukça dikkat çekici ehemmiyete sahiptirler. Esasen iktisadi hayatın devamlılığını sağlayan para, bu asli görevinin yanı sıra; ekonomik, politik ve hatta akademik çevrelerde hemen hemen hiç bahsedilmeyen iktisadi ve siyasal etkinlik alanının, diğer bir ifade ile egemenlik sahasının göstergesi olma özelliğine de sahiptir.

 

Güçlü sanayileşmiş ülkelerin, diğer bölgeler üzerinde; iktisadi, siyasi, kültürel ve askeri etkinliğini genişletme çabalarını küreselleşme olarak ifade ettiğimizde, bu aktif yayılmacı harekete maruz kalan öteki pasif çevre ülkeler için küreselleşme yenine ancak küreselleştirilmeden bahsetmek çok daha yerinde olacaktır.

 

Küreselleşen ülkelerin bu faaliyetlerinde kullandıkları en etkili aracın, liberal iktisat politikaları olduğu ve ayrıca buna paralel bir şekilde, özellikle gelişmekte olan ülkelereönerilen/dayatılan sıkı para politikaların önemli bir rol üstlendiğini belirtmek gerekir. Bu çerçevede gelişmiş ve küreselleşen ülkelerde genişletici para politikaları uygulanırken, gelişmekte olan ülkelerde manidar bir şekilde ısrarla sıkı para politikası uygulandığını görüyoruz.

Bu vaziyetin bir yansıması olarak gelişmekte olan ülkelerde oluşan para arzı açığı, gelişmiş ülkelerdeki para arzı fazlasıyla “yabancı sermaye” çerçevesinde karşılanmaktadır. Ülkeler arasında oluşan söz konusu para arzı dengesizliğinin giderilmesinde, liberal politikaların bir sonucu olan sermeye hareketlerinin serbestliği ve gelişmekte olan ülkelerdeki faizlerin yüksek oluşunun önemli bir rol üstlendiği inkâr edilemez.

 

Görüldüğü üzere gelişmekte olan ülkeler, sıkı para politikası gereği olarak milli para arzını daraltırlarken, iç piyasada oluşan para arzı açığı; ya faiz maliyetli dış borç, ya mülkün elden çıkarılmasını gerektiren özelleştirme ya da en masumu ihracat ile elde edilen yabancı paralarla telafi edilmektedir. Bu noktada iç piyasada kullanmak ya da yatırım yapmak için milli para basarak kullanmak yerine, bu denli ağır maliyetleri olan yabancı para kullanmanın iktisadi bir izahını yapabilmek oldukça zor olsa gerek.

 

Nihayetinde sıkı para politikaları; az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri, gelişmiş ve küreselleşen ülkeler karşısında küreselleştirilmek üzere açık alan haline getirmektedir. Bu itibarla gelişmekte olan ülkelerin, iç piyasada ihtiyaç duydukları para ihtiyacını yabancı paralara ihtiyaç kalmayacak şekilde arttırmaları, istikralı ve kalıcı bir iktisadi kalkınma için çok daha yerinde olacağı düşünülmektedir.

bottom of page