top of page

Bacasız Sanayi Turizmle” Aldatıldık!

Çocukluğumuzdan bu güne sıkça duyduğumuz bir söz: “Turizm bacasız sanayidir.” Basit gibi görünen bu söz, bütün hükümetler tarafından ciddiye alınmış ve maalesef gereği yapılmıştır! İnsanları belli konularda ikna edebilmek için kullanılan söylemlerde gerçeği yansıtmayan ifadeler, hep pozitif kavramlarla desteklenmektedir.

Bu söylemle, ülkenin gelişmesi, kalkınması ve küresel rekabette öne çıkabilmesi açısından kayda değer hiçbir katkı sunmayan turizmin, toplumda kabul görebilmesi için, sanayinin haklı olarak sahip olduğu pozitif algıdan turizm adına faydalanılmaya çalışılmaktadır. Hiçbir ülkenin, zamanının çağdaş bilgi birikiminin ürünü olan ileri teknolojiyi icat edip ve onu sanayide kullanmak suretiyle, rekabet üstünlüğü olan sanayi mallarını üreterek, pazara sunmadıkça, Küre’de ben de varım diyebilmesi mümkün değildir.

Bu ifadeyle, turizmin ülkelerin ekonomilerine hiçbir şekilde katkısı yoktur demiyoruz. Ancak biliriz ki tabiatta kaynaklar ve imkânlar sınırlıdır. Dolayısıyla kaynakların her birini daha yüksek verimlilik ve rekabet için doğru yerde ve uygun alanda kullanmak gerekmektedir. En basitinden elimizde ki küçük bir sermeye ile farklı işler yapmamız mümkün olsa, haklı olarak tercihimiz, çok daha karlı ve bizi rakiplerimizden üstün kılacak iş yönünde olacaktır.

Sanayi ve turizm kıyaslamasını yine basit bir örnekle izah etmeye çalışmak, meramımızı anlatmaya yardımcı olacaktır. Çorbası, ana yemeği, tatlısı ve salatası olan mükellef bir sofra hayal ettiğimizde; ekmek olmazsa olmaz tarım, ana yemek asıl karın doyuran sanayi, tatlı ve salata ise daha ziyade rahatlatıcı ve damak tadını veren turizm olarak kabul edilebilir. Dolayısıyla, öncelikle karnımızı doyurmak ve geleceğimizi garanti altına alabilmek için turizme değil, tarım ve sanayiye ihtiyaç bulunmaktadır.

Bu itibarla ülkenin kıt kaynakları ve devletin destekleri beş yıldızlı otel yapımı yerine, sanayi tesisleri yapımına yönlendirilmek zorundadır. Çünkü turizm bizim için rekabet üstünlüğü sağlayacak, bilgi ve teknolojiden yoksunken, aynı zamanda mevsimlik işsizliğe neden olmakta ve ayrıca bu yıl olduğu gibi siyasal ve terör gibi sebeplerle her an müşteri kaybı ile karşı karşıya kalınabilmektedir.

Nihayetinde bütün yatırımlar atıl kalabilmekte ve işsizlik çok daha yüksek sevilere çıkabilmektedir. Oysa sanayi sektörü için bunların hiç birisi söz konusu değildir. Bilakis sanayinin temeli olan bilgi ve ileri teknoloji, bugünkü dünyada ülkeler arasındaki rekabette en önemli stratejik unsurdur.

Dolayısıyla bugün Türkiye’de 511’i beş yıldızlı olmak üzere, 4 bine yakın değişik vasıflarda turizm tesisi bulunmaktadır. Bunların yarısının, ülkenin farklı il ve ilçelerine dağılmış şekilde fabrika olarak planlanıp işletilmiş olduğunu düşündüğümüzde, bugün Türkiye’nin; işsizlik, üretim yetersizliği, milli gelir azlığı, cari açık ve dış borç türünden hangi iktisadi sorunu acaba bu haliyle karşımızda olurdu.

Unutmayalım ki iktisadın bir diğer tanımı tercih bilimi olmasıdır. Bu nedenle elimizdeki sınırlı imkânlarla, nerede ne yapacağımızın tercihi ve bunun sonucuna katlanmak tamamen bize kalmaktadır. Bugün dünyada söz sahibi olma konumunda olan ülkelerin hangisi turizmle bu vasfına ulaşmıştır?

Prof. Dr. Mehmet Karagül'ün Resmi Web Sitesidir
Tasarlayan ve Optimize eden  Mehmet KARAGÜL
bottom of page