top of page

Kalkınma Sürecinde Üretim Faktörlerinin Yeniden Tanımlanması

Son yıllarda ekonominin büyüme ekseninde ele alınmasının, bütün ekonomik faaliyetlerin tek amacı olan insanın, farkında olmadan (!) göz ardı edilmesine sebebiyet verdiğini inkâr etmek mümkün değildir. Bu çerçevede ekonomik hedefin, sermaye birikimini temel alan büyüme yaklaşımından, insanın refah ve mutluluğunu daha fazla önceleyen kalkınmaya çevrilmesinde zaruret bulunmaktadır. Böyle bir dönüşümün ise mevcut iktisadi yaklaşım ve kabullerle gerçekleştirebilmenin imkan dâhilinde olmadığı düşüncesindeyiz.

 

Bu çerçevede mevcut iktisat teorisinde; emek, sermaye, doğal kaynak ve müteşebbis olarak sıralanan üretim faktörleri ile bugünkü üretken yapının açıklanabilmesi pek de kolay olmamaktadır. Ayrıca, Klasik iktisat teorisinin türettiği bu yaklaşımdan yola çıkarak, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin kendi menfaatleri doğrultusunda kalkınası da mümkün gözükmemektedir. Dolayısıyla genelde Asya ve Afrika’da yer alan az gelişmiş ülkelerin ekonomik kalkınmanın, ilgili yurtlardaki toplumların menfaatine uygun olabilmesi için mevcut iktisadi yaklaşımların yeniden sorgulanmasının kaçınılmazlığı dikkatlerden kaçırılmamalıdır.

 

Bu doğrultuda üretim faktörlerini; tabii olanlar, insan ve doğal kaynak, türetilmişler; sermaye ve müteşebbis şeklinde bir ayrıma tabi tutmanın çok daha gerçekçi olacağı kanaatindeyiz. Böylesi bir sınıflandırmayı yaparken, karı ve sermaye birikimini amaç edinen cari ekonomik büyüme politikalarının; sermaye yerine insanı merkez alan, fayda ve refah artışını hedefleyen, iktisadi kalkınma politikalarına dönüştürülmesi zarureti ortadadır.

bottom of page